Deli anne

Bu aralar bana bişeyler oldu. Barış’ın yediğine içtiğine fena takıldım. Evde ekmek yapma makinesi, yoğurt makinesi, katı meyve sıkacağı vardı. Şimdi bir de dondurma makinesi eklendi 🙂 Neden ? Çünkü anne kişisi paketlenmiş hiç bir şeye güvenemiyor artık. Çocuğu kazara yedi mi sanki zehir yiyormuş gibi hissediyor. Barış’ın yediği içtiği her şeyin arkasını okuyorum. Ve “okumaz olaydım” diyorum.  Kıvam arttırıcılar, aromalar, koruyucu maddeler, renklendiriciler, E bilmem kaçlar. İnanılmaz heşeyin içinde bunlar var. Çocuklar için hazırlandığı idda edilen herşeyde fazla fazla bunlardan var.  Dışarıda satılan, meyve suları,  yoğurtlar yoğurt değil, Süt desen UHT sütler için korkunç şeyler sÖyleniyor ( bakınız bu link http://webtv.hurriyet.com.tr/2/25865/19500863/1/canli-yayinda-buyuk-iddia.aspx  ) Sebzeler, hormon ve kimyasal gübre ile büyütülüyorlar. Et ve tavuk desen korkunç, hayvanların büyütülmesinden, yemlemesine, hormonlardan antibiotiğine felaket durumda.

Peki ben neden bunlara bu kadar taktım ?

Barış doğduğu günden beri Atopik dermatit. Yani cildi aşırı hassas. Ben 3 senedir Barışın yediği içtiği şeylerle durumunun gerileyip ilerlediğine şahit oldum. Katkı maddeli yiyeceklerden yerse hemen kÖtüleşiyor. ( bakınız http://www.uzmantv.com/atopik-egzama-nasil-tedavi-edilir)  Cildi ilk Önce pul pul, sonrada kabuk kabuk yara oluyor. Sadece cildide değil 1 hafta dikkat etmeyeyim sağlığıda kÖtüye gidiyor. Burun akmaları, Öksürük çoğalıyor. Bağışıklık sistemi zayıflıyor hemen.

ÇÖzüm ?

Ben kendimce “Barış kÖyde büyüseydi ne olurdu ? ” diye düşünüp hemen denedim. Çok şanslıyım ki Evrim arkadaşım sayesinde Hülya Sonugür gibi bir doktorumuz vardı. Barış 2,5 yaşına gelene kadar bizi bilinçlendirdi. Beslenme de yapılan yanlış ve doğruları bize anlattı. Katı gıdaya geçtiğimiz dÖnemlerde  http://www.ipekhanim.com ile tanıştık. Sebze, meyve, süt, yumurta, peynir, zeytin, kuruyemiş, baklagil  hepsini oradan alıyorum. Tarladan toplanıyor, sağılıyor hazırlanıyor ve 1 gün içinde acil kargo olarak evime geliyor.

Eğer etrafımda tavuk besleyen varsa tavuk alıyorum. Bu markettekiler gibi 20 dakka da pişmiyor. 1,5 saatte pişiyor. Ama suyu ve lezzeti çok farklı oluyor. Et ise kuzu eti alıyorum. Bulursam organik bulamazsam artık kasabın insafına sığınıyorum. Bunları hallettik süper oldu 🙂

Geldi pişirmesi ve yapımına. İşte yoğurtu, ekmeği, meyve suyunu ve dondurmayıda kendim yapınca Barış artık dışarıdan hiç birşey istemez oldu. Hatta çocukların bayılarak yediği çikolatalardan barış bir parça ısırıp “anne bunu al sonra yerim” diyip veriyor. Sebzelerden ıspanak hariç ( ki onu da okulda yiyormuş. evde bana naz yapıyor) hepsini hiç itirazsız hüpletiyor. Meyve desen zaten onsuz gün geçmiyor çünkü Barış eve gelir gelmez “anne elma” o yoksa “armut”, o yoksa muz, oda yoksa kırmızı biber, havuç şeklinde taleplerle başımın etini yiyor. Sabahları elinde kırmızı biber ile servise binen tek çocuk. Bu hapur hupur yedikçe Öğretmenleri hayretle bakıyorlar.  Bitki çaylarını şekersiz  içmeye alışkın. En fazla eğer acı olurs çay çay kaşığının ucu ile bal koyuyorum. Bayıla bayıla içiyor. Çünkü şeker tadına alışkın değil.  Bana gÖre ne kadar şeker verirsen çocuğa o kadar ister. Şeker dozu arttıkça daha da çok istemeye başlar. Bu aralar bir de kefire taktım kafayı. Eğer düzgün kefir tanesi bulursam evde kefir de yapmayı deneyeceğim. Çünkü müthiş faydalıymış.

Barışın ne tatlısı eksik oluyor, ne tuzlusu. Tek fark hepsi evde yapılıyor. Çikolata mı istedi keçi boynuzlu kurabiye geliyor ipek hanımdan ( benim yaptıklarımı beğenmedi de 🙂 Tadı aynen çikolatalı gibi. Nutella mı istedi tahin pekmez yeniyor. Cips mi istedi incecik kesilmiş patates kızartılıyor. Patlamış mısırıda ipek hanım dan alıp evde kendimiz yapıyoruz sıcak sıcak. Film izlerken yiyelim diye. Yani hiiç eksiğimiz yok fazlamız var.

Şimdi ben deli miyim ? Evet 🙂

Bunları yapmak zor mu ? Hem evet hem hayır. Çok zor değil. Sadece işten eve gelince biraz koşturuyorum ama en fazla 1 saat imi alıyor ekstra. Ya barış uyuyunca yapıyorum yada o oyun oynarken.

Yoruluyor muyum ? Evet ama buna değer. Barış az hasta olan sağlıklı hareketli bir çocuk. Bütün uğraşlarda bunun için. Sadece bugün ki sağlığı için değil. 20-30 sene sonraki sağlığı için bu yaptıklarım. Ben çok eminim ki 10 veya 20 sene sonra bu bütün yapay maddelerin hepsi yasaklanacak. Aynen sigara gibi. Eskiden doktorlar sigara Önerirmiş hastalarına. Ama şimdi sigaranın insanı Öldürdüğü çok net biliniyor. İşte bu bütün E bilmem kaçlarda bir süre sonra yasaklanacak. Ama malesef çok geç olacak.

Şimdi tüm bunları anlattım. Bana despot anne gÖzü ile bakıyor olabilirsiniz. Bakmayın 🙂 Çünkü bende haftada bir Barışa dışardan birşeyler yemesine izin veriyorum. Mesela arada çok az da olsa çikolata yiyor. Ben hiç bir zaman elinden bu yasak diye almadığım için cazip de kılmadım. Kendi iki ısırık alıp bırakıyor. Çünkü damak tatı ona alışık değil. Meyve suyu dışarda ikram edilirse içmesine izin veriyorum ama içim sızlayarak. Yasaklar onu daha cazip kılmasın diye. Pasta falanda yiyoruz. Hiç yiyip içmediği şeyler cola ve hamburger. Onları hiç ağzına bile sürdürtmedik şimdilik. İleride yediğinde de tadını beğeneceğini sanmıyorum. Çünkü biz hamburgerleri evde bol malzemeli ve güzel yapıyoruz. :))

Deli anne bunları niye mi yazdı ?

Çünkü dayanamayıp diğer annelerle car car konuşup deli damgası yiyorum sık sık. Ama ben deli değilim. Sadece oğlumu ççoooookk seviyorum .

 

This entry was posted on Pazartesi, Aralık 26th, 2011 at 13:59 and is filed under Günlük. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. Both comments and pings are currently closed.

One Response to “Deli anne”

  1. BaÅŸak Says:

    Sevgili Duygu, yazdıklarına tamamen katılıyorum. Ben de evde aynen senin gibi yapıyorum. Kendimi deli görmüyorum ama beni yok canım bu kadar da olmaz diye görenler olabilir tabii. Aramıza hoÅŸgeldin 😛

    Biz de bu arada Hülya hanım hastasıyız, ve ipek hanım çiftliÄŸinden alıyoruz. Evde kendi yoÄŸurdumuzu, tatlımızı yapıyoruz. Alışınca bunlar son derece doÄŸal ve olması gereken gibi gelmeye baÅŸlıyor 🙂 Öğrendikçe bakıyorum da bunlar yeterli bile deÄŸil sanki günümüz dünyası için…

    Åžimdilerde bir arkadaşımın verdiÄŸi Anastasya’yı okuyorum da. tüm bunlara ek olarak yediÄŸimiz sebzelerin tohumlarını kendi vücut kimyamıza uygun dikip, filizlendiripi her türlü hastalığı yenecek meyveleri tüketmek fikrine denk geldim. Herhalde bir gün yapacam bunu da 🙂